SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’S SALAT

<< 302 >>

باب: سترة الإمام سترة من خلفه.

90. İmam'ın Sütresi, Cemaat'in Sütresi Demektir

 

471 - حدثنا عبد الله بن يوسف قال: أخبرنا مالك، عن ابن شهاب، عن عبيد الله بن عبد الله بن عتبة، عن عبد الله بن عباس أنه قال:

 أقبلت راكبا على حمار أتان، وأنا يومئذ قد ناهزت الاحتلام، ورسول الله صلى الله عليه وسلم يصلي بالناس بمنى إلى غير جدار، فمررت بين يدي بعض الصف، فنزلت وأرسلت الأتان ترتع، ودخلت في الصف، فلم ينكر ذلك علي أحد.

 

 

[-493-] Abdullah İbn Abbâs'tan şöyle nakledilmiştir: "Dişi bir merkebe binmiş olarak geldim. O sıralar ergenlik çağına yaklaşmıştım. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mina'da önünde bir duvar yokken cemaat'e namaz kıldırıyordu. Saf'ın bir bölümünün önünden geçtim. Sonra merkepten indim ve onu otlağa saldım. Ardından namaz safına katıldım. Hiç kimse bu hareketimi yadırgamadı."

 

 

AÇIKLAMA:     (İmamın Sütresi, Cemaatin Sütresi Demektir): İmam Buhari bu konuda üç hadis zikretti. Bunlardan ikinci ve üçüncü hadisin konu başlığı ile münasebeti açıktır. Çünkü Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ashabına kendi sütresi dışında sütre edinmelerini emretmemiştir. İbni Abbâs'tan nakledilen birinci hadisin ise, bu konuya delil olması tartışmalıdır. Çünkü bu rivayete göre Allah Resûlü'nün bir sütreye doğru namaz kıldığı belirtilmemiştir. Hatta Beyhakî bu hadis için, "Sütresiz namaz kılmak" şeklinde başlık atmıştır. "İlim Bölümü"nde "Küçüğün Sema'sı Sahih Olur" konusunda İmam Şafiî'nin şöyle dediğini naklet­miştik: "İbn Abbâs'ın "önünde bir duvar yokken" ifadesi, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellemin sütresiz olarak namaz kıldığını gösterir." Ayrıca bu görüşü des­tekleyen el-Bezzâr'ın naklettiği rivayete de yer vermiştik. Son dönem âlimle­rinden biri şöyle demiştir: "Önünde bir duvar yokken" ifadesi, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellemin Önünde duvar dışında herhangi başka bir şey olmadığı anla­mına gelmez. Şu kadarı var ki, İbn Abbâs'ın cemaatin önünden geçtiğini, onların da buna İtiraz etmediğini bildirmesi ashâb-ı kiramın alışık olmadığı yeni bir du­rumun meydana geldiğini gösterir. Eğer ortada duvardan başka bir sütre bulun­saydı, onun bu şekilde haber vermesinin bir manası kalmazdı. Çünkü onun ge­çişini hiç kimse inkar etmemişti. Öyle anlaşılıyor ki, İmam Buhârî, bu durumu, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in alışık olunan genel âdeti üzerine hamletmiştir. Çünkü Allah Resûlu  önünde küçük mızrağı olmadan açık alanda namaz kılmazdı. Daha sonra İmam Buhârî bu hadisi İbn Ömer ve Cuhayfe'den naklettiği hadislerle desteklemiştir. İbn Ömer hadisine göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem sürekli bu şekilde, yani önünde bir mızrak olduğu halde namaz kılardı. "Seferlerinde böyle yapardı" ifadesi bunu göstermektedir. Nevevî de bu konuda İmam Buhârî'yle aynı görüşü paylaşmıştır. Müslim Şerh-'inde bu hadisten çıkarılan sonuçları anlatırken şöyle demiştir: "Bu hadise göre, imamın kullandığı sütre, cemaat için de geçerlidir."

 

(Hiç kimse bu hareketimi yadırgamadı) İbn Dakîkul-'îyd şöyle demiştir: "İbn Abbâs, ashabın kendisine İtiraz etmemesini, bu şekilde cemaatin önünden geç­menin caiz olduğuna delil olarak getirdi. Ama onların namazlarını iade etme­diklerini delil olarak ileri sürmedi. Çünkü İtiraz etmemeleri, namazlarını yeniden kılmamalarından daha etkilidir." Bizce cemaatin namazlarını yeniden kılmaması, sadece namazlarının geçerli olduğuna delalet eder, cemaatin önünden geçmeye delalet etmez. Cemaatin itiraz etmemesi ise, hem cemaatin önünden geçmenin normal olduğunu hem de namazın geçerli olduğunu gösterir. Buradan hareketle, cemaatin itiraz etmeme­sinden, namaz kılanların önünden geçmenin caiz olduğu anlaşılır. Ancak bunun şartı vardır. O da, İtirazın vuku bulmasına engel teşkil edecek bir durumun ol­maması ve İbn Abbâs'ın bu fiilinin herkesçe bilinmesidir. Bu anlatılan habere bakarak, aradaki safın engel teşkil etmesi yüzünden Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in İbn Ab­bâs'ın bu şekilde hareket ettiğini görmediğini söyleyemeyiz. Çünkü daha önce anlattığımız gibi Allah Resulü namazda iken önünü gördüğü gibi arkasını da görürdü. Nitekim İmam Buhârî'nin "Hac Bölümü"nde, naklettiği rivayete göre İbn Abbâs, birinci safın bir bölümünün önünden geçmiştir. Bu durumda, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in onu görmediğinden bahsedilemez. Bütün bu anlattıklarımız olmasa bile, yeni olaylar karşısında hemen Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e soru soran ashâb-ı kiram için soru sorma imkanı doğmuştu. Buna rağmen soru sormamaları, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in konuya muttali olduğunu gösterir. Doğrusunu en iyi Allah bilir.

 

Bu hadise dayanarak namaz kılanın önünden merkep geçmesinin, namazı bozmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Buna göre bu hadis, İmam Müslim'in Ebu Zerr'den naklettiği ve merkebin, kadının ve siyah köpeğin namaz kılanın önün­den geçtiği zaman namazı bozacağına dair hadisi neshetmiştir. Ancak buna, şu şekilde itiraz edilmiştir. Burada merkebin geçmesi, binicisi İbn Abbâs ile birlikte olmuştur. Nitekim bunun, namaza zarar vermeyeceği daha önce geçmişti. Çün­kü imamın kullandığı sütre cemaat için de geçerlidir. Merkeb’in İbn Abbâs indik­ten sonra da cemaatin önünden geçtiğini söylemek için, bunu gösteren bir riva­yete ihtiyaç duyulur. İbn Abdilberr şöyle demiştir: "İbn Abbâs'tan nakledilen bu hadis, Ebu Saîd'den nakledilen şu hadisi tahsis eder: "Sizden biri namaz kıl­dığı zaman, hiç kimsenin Önünden geçmesine izin vermesin!" Bu hadis tahsis edilerek, sadece imam İle tek başına namaz kılan kimseler hakkında geçer­li hale gelmiştir. İmama uyan kimsenin önünden birinin geçmesi, İbn Abbâs'tan nakledilen hadise göre onun namazına zarar vermez... Bütün bu konularda alimler arasında en küçük bir İhtilaf yoktur.

 

Kadı îyâz'a göre bu konuda da ihtilaf vardır. Söz konusu ihtilaf şu meselede ortaya çıkar: "İmamın önünden biri geçerse, imamın kullandığı sütrenin cemaat için de geçerli olduğunu söyleyenlere göre ne imamın namazı bozulur, ne de cemaatin. İmamın kendisi bizzat sütredir diyenlere göre ise, imamın namazı bozulur, cemaatin namazı ise bozulmaz,"

 

İbn Abbâs hadisi ile ilgi diğer konular, "İlim Bölümünde anlatıldı.

 

 

حدثنا إسحق قال: حدثنا عبد الله بن نمير قال: حدثنا عبيد الله، عن نافع، عن ابن عمر:

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم كان إذا خرج يوم العيد، أمر بالحربة فتوضع بين يديه، فيصلي إليها والناس وراءه، وكان يفعل ذلك في السفر، فمن ثم اتخذها الأمراء.

 

[-494-] İbn Ömer'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bayram günü namazgah'a doğru çıktığı zaman, bir mızrağın getirilip önüne konmasını emrederdi. Sonra cemaati arkasına alarak ona doğru namaz kılardı. Bunu seferde iken yapardı. Bundan dolayı daha sonra gelen yöneticiler bayram namazlarında mızrak taşımayı bir sünnet olarak kabul etmişlerdir.

 

Tekrar: 498, 972, 973.

 

 

AÇIKLAMA:     (Mızrağın getirilip önüne konmasını emrederdi): Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem hizmetçisine mızrağı alıp getirmesini emretmiştir. İmam Buhârî, "Bay­ramlar" konusunda Nâfi"den şöyle nakletmiştir: "Allah Resulü (s.a.v.) bayram sabahında namazgaha doğru hareket edince, küçük mızrak da onunla birlikte taşınıp önüne dikilirdi. Sonra Allah Resulü (s.a.v.) ona doğru namaz kildırırdı." İbn Mâce, İbn Huzeyme ve İsmâîlî buna ilaveten şunu da riva­yet etmişlerdir: "Namazgah, açık bir alan idi. Etrafında (imam için sütre olabile­cek) hiçbir şey yoktu."

 

(Bundan dolayı) Bundan dolayı daha sonra gelen Müslüman yöneticiler bayram vs. gibi günlerde mızrakla çıkmaya ve onu önlerine koymaya başladılar.

 

Bu hadise göre namazda ihtiyatlı olmak caizdir. Düşmanları savmak, özel­likle de sefer esnasında onlardan korunmak için bir silah alınabilir ve kullanıla­bilir.