باب: سترة
الإمام سترة
من خلفه.
90. İmam'ın Sütresi, Cemaat'in Sütresi Demektir
471 - حدثنا
عبد الله بن
يوسف قال:
أخبرنا مالك،
عن ابن شهاب،
عن عبيد الله
بن عبد الله
بن عتبة، عن
عبد الله بن
عباس أنه قال:
أقبلت
راكبا على
حمار أتان،
وأنا يومئذ قد
ناهزت
الاحتلام،
ورسول الله
صلى الله عليه
وسلم يصلي
بالناس بمنى
إلى غير جدار،
فمررت بين يدي
بعض الصف،
فنزلت وأرسلت
الأتان ترتع،
ودخلت في
الصف، فلم
ينكر ذلك علي
أحد.
[-493-] Abdullah İbn Abbâs'tan şöyle nakledilmiştir: "Dişi bir
merkebe binmiş olarak geldim. O sıralar ergenlik çağına yaklaşmıştım. Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mina'da önünde bir duvar yokken cemaat'e namaz
kıldırıyordu. Saf'ın bir bölümünün önünden geçtim. Sonra merkepten indim ve onu
otlağa saldım. Ardından namaz safına katıldım. Hiç kimse bu hareketimi
yadırgamadı."
AÇIKLAMA: (İmamın Sütresi, Cemaatin Sütresi Demektir):
İmam Buhari bu konuda üç hadis zikretti. Bunlardan ikinci ve üçüncü hadisin
konu başlığı ile münasebeti açıktır. Çünkü Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem
ashabına kendi sütresi dışında sütre edinmelerini emretmemiştir. İbni Abbâs'tan
nakledilen birinci hadisin ise, bu konuya delil olması tartışmalıdır. Çünkü bu
rivayete göre Allah Resûlü'nün bir sütreye doğru namaz kıldığı
belirtilmemiştir. Hatta Beyhakî bu hadis için, "Sütresiz namaz
kılmak" şeklinde başlık atmıştır. "İlim Bölümü"nde "Küçüğün
Sema'sı Sahih Olur" konusunda İmam Şafiî'nin şöyle dediğini nakletmiştik:
"İbn Abbâs'ın "önünde bir duvar yokken" ifadesi, Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellemin sütresiz olarak namaz kıldığını gösterir." Ayrıca bu
görüşü destekleyen el-Bezzâr'ın naklettiği rivayete de yer vermiştik. Son
dönem âlimlerinden biri şöyle demiştir: "Önünde bir duvar yokken"
ifadesi, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellemin Önünde duvar dışında herhangi başka
bir şey olmadığı anlamına gelmez. Şu kadarı var ki, İbn Abbâs'ın cemaatin
önünden geçtiğini, onların da buna İtiraz etmediğini bildirmesi ashâb-ı kiramın
alışık olmadığı yeni bir durumun meydana geldiğini gösterir. Eğer ortada
duvardan başka bir sütre bulunsaydı, onun bu şekilde haber vermesinin bir
manası kalmazdı. Çünkü onun geçişini hiç kimse inkar etmemişti. Öyle
anlaşılıyor ki, İmam Buhârî, bu durumu, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in
alışık olunan genel âdeti üzerine hamletmiştir. Çünkü Allah Resûlu önünde küçük mızrağı olmadan açık alanda
namaz kılmazdı. Daha sonra İmam Buhârî bu hadisi İbn Ömer ve Cuhayfe'den
naklettiği hadislerle desteklemiştir. İbn Ömer hadisine göre Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem sürekli bu şekilde, yani önünde bir mızrak olduğu halde namaz
kılardı. "Seferlerinde böyle yapardı" ifadesi bunu göstermektedir.
Nevevî de bu konuda İmam Buhârî'yle aynı görüşü paylaşmıştır. Müslim Şerh-'inde
bu hadisten çıkarılan sonuçları anlatırken şöyle demiştir: "Bu hadise
göre, imamın kullandığı sütre, cemaat için de geçerlidir."
(Hiç kimse bu hareketimi yadırgamadı) İbn Dakîkul-'îyd şöyle
demiştir: "İbn Abbâs, ashabın kendisine İtiraz etmemesini, bu şekilde
cemaatin önünden geçmenin caiz olduğuna delil olarak getirdi. Ama onların
namazlarını iade etmediklerini delil olarak ileri sürmedi. Çünkü İtiraz
etmemeleri, namazlarını yeniden kılmamalarından daha etkilidir." Bizce
cemaatin namazlarını yeniden kılmaması, sadece namazlarının geçerli olduğuna
delalet eder, cemaatin önünden geçmeye delalet etmez. Cemaatin itiraz etmemesi
ise, hem cemaatin önünden geçmenin normal olduğunu hem de namazın geçerli
olduğunu gösterir. Buradan hareketle, cemaatin itiraz etmemesinden, namaz
kılanların önünden geçmenin caiz olduğu anlaşılır. Ancak bunun şartı vardır. O
da, İtirazın vuku bulmasına engel teşkil edecek bir durumun olmaması ve İbn
Abbâs'ın bu fiilinin herkesçe bilinmesidir. Bu anlatılan habere bakarak,
aradaki safın engel teşkil etmesi yüzünden Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in
İbn Abbâs'ın bu şekilde hareket ettiğini görmediğini söyleyemeyiz. Çünkü daha
önce anlattığımız gibi Allah Resulü namazda iken önünü gördüğü gibi arkasını da
görürdü. Nitekim İmam Buhârî'nin "Hac Bölümü"nde, naklettiği rivayete
göre İbn Abbâs, birinci safın bir bölümünün önünden geçmiştir. Bu durumda, Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in onu görmediğinden bahsedilemez. Bütün bu
anlattıklarımız olmasa bile, yeni olaylar karşısında hemen Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'e soru soran ashâb-ı kiram için soru sorma imkanı doğmuştu.
Buna rağmen soru sormamaları, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in konuya
muttali olduğunu gösterir. Doğrusunu en iyi Allah bilir.
Bu hadise dayanarak namaz kılanın önünden merkep geçmesinin,
namazı bozmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Buna göre bu hadis, İmam Müslim'in Ebu
Zerr'den naklettiği ve merkebin, kadının ve siyah köpeğin namaz kılanın önünden
geçtiği zaman namazı bozacağına dair hadisi neshetmiştir. Ancak buna, şu
şekilde itiraz edilmiştir. Burada merkebin geçmesi, binicisi İbn Abbâs ile
birlikte olmuştur. Nitekim bunun, namaza zarar vermeyeceği daha önce geçmişti.
Çünkü imamın kullandığı sütre cemaat için de geçerlidir. Merkeb’in İbn Abbâs
indikten sonra da cemaatin önünden geçtiğini söylemek için, bunu gösteren bir
rivayete ihtiyaç duyulur. İbn Abdilberr şöyle demiştir: "İbn Abbâs'tan
nakledilen bu hadis, Ebu Saîd'den nakledilen şu hadisi tahsis eder:
"Sizden biri namaz kıldığı zaman, hiç kimsenin Önünden geçmesine izin
vermesin!" Bu hadis tahsis edilerek, sadece imam İle tek başına namaz
kılan kimseler hakkında geçerli hale gelmiştir. İmama uyan kimsenin önünden
birinin geçmesi, İbn Abbâs'tan nakledilen hadise göre onun namazına zarar
vermez... Bütün bu konularda alimler arasında en küçük bir İhtilaf yoktur.
Kadı îyâz'a göre bu konuda da ihtilaf vardır. Söz konusu ihtilaf
şu meselede ortaya çıkar: "İmamın önünden biri geçerse, imamın kullandığı
sütrenin cemaat için de geçerli olduğunu söyleyenlere göre ne imamın namazı
bozulur, ne de cemaatin. İmamın kendisi bizzat sütredir diyenlere göre ise,
imamın namazı bozulur, cemaatin namazı ise bozulmaz,"
İbn Abbâs hadisi ile ilgi diğer konular, "İlim Bölümünde
anlatıldı.
حدثنا
إسحق قال:
حدثنا عبد
الله بن نمير
قال: حدثنا
عبيد الله، عن
نافع، عن ابن
عمر:
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم كان إذا
خرج يوم
العيد، أمر
بالحربة
فتوضع بين
يديه، فيصلي
إليها والناس
وراءه، وكان
يفعل ذلك في
السفر، فمن ثم
اتخذها
الأمراء.
[-494-] İbn Ömer'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem bayram günü namazgah'a doğru çıktığı zaman, bir mızrağın getirilip önüne
konmasını emrederdi. Sonra cemaati arkasına alarak ona doğru namaz kılardı.
Bunu seferde iken yapardı. Bundan dolayı daha sonra gelen yöneticiler bayram
namazlarında mızrak taşımayı bir sünnet olarak kabul etmişlerdir.
Tekrar: 498, 972, 973.
AÇIKLAMA: (Mızrağın getirilip önüne konmasını
emrederdi): Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem hizmetçisine mızrağı alıp
getirmesini emretmiştir. İmam Buhârî, "Bayramlar" konusunda
Nâfi"den şöyle nakletmiştir: "Allah Resulü (s.a.v.) bayram sabahında
namazgaha doğru hareket edince, küçük mızrak da onunla birlikte taşınıp önüne
dikilirdi. Sonra Allah Resulü (s.a.v.) ona doğru namaz kildırırdı." İbn
Mâce, İbn Huzeyme ve İsmâîlî buna ilaveten şunu da rivayet etmişlerdir:
"Namazgah, açık bir alan idi. Etrafında (imam için sütre olabilecek)
hiçbir şey yoktu."
(Bundan dolayı) Bundan dolayı daha sonra gelen Müslüman
yöneticiler bayram vs. gibi günlerde mızrakla çıkmaya ve onu önlerine koymaya
başladılar.
Bu hadise göre namazda ihtiyatlı olmak caizdir. Düşmanları
savmak, özellikle de sefer esnasında onlardan korunmak için bir silah
alınabilir ve kullanılabilir.